Yunus Ülger
ALMANYA – Almanya’da lotodan yüklü ikramiye kazananların ortaya çıkıp bunu medyada duyurmaları hiç adetten değildir. Ben, 30 yılı aşkın Almanya yaşamımda birkaç kişi dışında loto milyonerlerinin medyada kendilerini sergilediklerini hatırlamıyorum. Daha çok loto ikramiyesini tüketip ‘sefil’ bir hayat sürenlerin öyküleri medyada yer alır. Lotodan 10 milyon euro üzere çok yüklü bir ikramiye kazanan 41 yaşındaki Kürşat Yıldırım, milyonerliğini herkese duyuran istisnalardan biri, tahminen de en şaşaalısı. Milyoner olduğunu öğrenir öğrenmez, evvel mahalleye duyurmuş, “Milyoner oldum, milyoner oldum” diye bağırarak meskene, annesine koşmuş. Mahalleliler, uyuşturucu tesiri altında hayal gördüğünü sanıp hastaneye götürmeye kalkışmış. Annesi evvel inanmamış, ikna olunca susmasını, kimseye duyurmamasını öğütlemiş.
Almanya’nın bulvar medyasından en ciddisine kadar birkaç gündür en önemli haberlerden biri, Kürşat Yıldırım’ın lotodan 10 milyon euro kazanması, hayat öyküsü ile birinci olarak satın aldığı Porsche ve Ferrari model otomobilleri. İkisine yaklaşık 1 milyon 150 bin euro para ödeyen Yıldırım, medyada yer almayı bilhassa istiyor, hiçbir söyleşi isteğini geri çevirmiyor. Almanya’nın en çok satan gazetesi Bild, günlerdir Yıldırım’ın hayatının neredeyse her detayını yayınlıyor.
‘DEĞER VERMEYENLER KARŞIMDA ‘HAZIR OL’DA BEKLİYOR’
Bizim söyleşi isteğimizi de geri çevirmeyen Yıldırım ile Dortmund’un göçmenlere ait restoran, kafe ve işyerlerinin bulunduğu Schützen caddesindeki bir kafede buluşuyoruz. Yıldırım’ın çocukluğu ve gençliği buraya yakın Nordstadt semtinde geçmiş, hala da o semtte anne ve babasıyla oturuyor. Kafeye 350 bin euro’ya satın aldığı Porsche marka arabasıyla geliyor, üzerinde de yeni aldığı pahalı giysiler var. Müdavimi olduğu anlaşılan kafede neredeyse herkesle selamlaşıyor, hatır soruyor, söyleşimiz sıkça bu selamlaşmalarla kesiliyor.
Porsche ve Ferrari’nin yanı sıra yaklaşık 100 bin euro’ya bir saat, 2’şer bin euro meblağında 20 kadar lüks çanta, 7 bin 500 euro’ya bir yüzük aldığını söylüyor. Bu oldukça pahalı eşyalara karşın, “Kesinlikle değişmeyeceğim, nasılsam öyle kalacağım” diyor. Büyük bir konuşma arzusu içinde olduğu her halinden belli oluyor, zaman zaman ağlamaklı oluyor. “Neden herkes gibi milyoner olduğunuzu saklamadınız?” soruma, “Herkesin bilmesini istedim. Bana değer vermeyenler, şimdi karşımda ‘hazır ol’da bekliyor. En çok istediğim buydu” karşılığını veriyor.
15 YILDIR LOTO OYNUYOR
Uyuşturucu bağımlılığı ve parasızlıkla mücadele içinde bir yaşam sürmüş olan Yıldırım, bu çıkmazdan kurtulmak için ‘Allah’a hep dua ettiğini, namaz kaldığını’ anlatıyor. 15 yıldır loto oynadığını, birden fazla vakit aylığının neredeyse tamamını lotoya yatırdığını söylüyor. Anne ve babasını da çok üzdüğünü, uyuşturucu yüzünden cezaevine girdiğini anlatan Yıldırım, “Babam ve annem neredeyse hapiste olmama seviniyordu, ‘Hiç olmazsa nerede olduğunu biliriz’ diyorlardı. Günlerce eve gelmediğim oluyordu” diyor.
Kırşehir’in Mucur ilçesine bağlı Geycek köyünde doğan ve 12 yaşında Almanya’ya gelen Yıldırım, ‘o kötü günleri artık geride bıraktığını’ söylüyor. Anlattığına nazaran uyuşturucu bağımlılığından kurtulmuş, kendine yeni bir hayat kurma kelamı vermiş. İkramiyeyi de en uygun biçimde değerlendireceğini anlatıyor. En büyük maksadının, evlenmek ve çocuk sahibi olmak olduğunu söyleyen Yıldırım, “Görünüşüm uygun, hoş kızlarla tanışıyordum lakin etrafım, ‘Bu iyi biri değil’ diye beni kötülüyorlardı, kızlar da benden uzaklaşıyordu. Halbuki ben kimseye kötülük yapmamıştım. Artık helal süt emmiş biriyle evlenip yuva kurmak, çocuk sahibi olmak istiyorum, en büyük hayalim bu” diyor.
‘MUHTAÇ OLANLARA DOĞRUDAN YARDIM EDECEĞİM’
Bütün loto milyonerlerinin yaptığı üzere, o da uzun vakittir vinç kullanıcısı olarak çalıştığı ThyssenKrupp fabrikasından ayrılmış. “Güzel ayrıldım, öyle telefon edip de ‘İşi bırakıyorum’ demedim” diye konuşan Yıldırım, işyerine armağanlarla gidip, işten ayrıldığını bildirmiş. Milyoner olunca akrabaların ve para yardımı isteyenlerin çoğalması, iddia edileceği üzere Yıldırım’ın da başına gelmiş. Ancak o, yardıma ihtiyacı olanları kendisi bulup doğrudan yardım etmeyi planlıyor. Afrika’ya gidip, susuz yerlere su getirilmesi için dayanak olacağını, Türkiye’de de muhtaç ailelere yardım edeceğini, ayrıyeten muhtaç çocuklara eğitim müddeti boyunca dayanak olacağını söylüyor. İkramiyesini de çok güvendiği kardeşi ve dostlarının takviyesiyle en güzel biçimde değerlendireceğini bilhassa vurguluyor.
